Sosyal Medya

Makale

‘Kuretu’l Ayn’... Gözbebeğimizsin ya Hüseyn!

Yarın Muharrem ayına giriyoruz, Hicri Yılbaşı... Muharrem Ayı, Ä°slam’dan önce de mukaddes bir zaman dilimi olarak bilinir, hürmet görürdü, barış günleri anlamını taşırdı. Kavgalara son verilir, savaÅŸ varsa ateÅŸkese gidilir, dargınlar bu ayın hürmetine barışır, selam, ikram, sadaka ve hediyeleÅŸme bugünlerde artardı... Ä°slama avdet edildikten sonra da devam etti Muharrem’in mukaddesatı. 

Hz.Peygamberimizin(s) ‘’bendendir’’ dediÄŸi, ‘’cennetin iki güzel küpeleri’’ diyerek öptüÄŸü, ‘’reyhanlarım’’ diyerek saçlarını kokladığı torunları Hasan ve Hüseyin’in günleridir Muharrem günleri...

Hz.Hüseyn’in zalimlere karşı çıktığı yolda Kerbela’ya varan ÅŸehadet yürüyüÅŸünün pir ü pak hatırasıdır Muharrem. Zulme itirazın, isyanın, fenadan bekaya geçiÅŸin had safhasıdır Kerbela! Allah rahmet ve maÄŸfiretini üzerimizden eksik etmesin, Hz.Peygamberimizin (s) ve Ehli Beyti’nin ÅŸefaatini nasip etsin, aramızda sevgiyi, sekineti, emniyeti, haysiyeti daim etsin... 

’Kurret’ül Ayn-i Habib-i Kibriya’sın Ya Huseyn’’... Hacı Arif Bey’in meÅŸhur bestesinde söylendiÄŸi gibi; Hz.Peygamber’in(s) gözbebeÄŸisin ey Hüseyin...

Ä°çimizde kim sevmez ki Hz.Hüseyin’i... Aramızda Fatıma Zehra dendiÄŸinde hangimizin kalbi ‘’ah.. Annemiz, Babasının Can Parçası, CiÄŸerparemiz...’’ diye titremez? Hangimizin Hasan dendiÄŸinde yüzü ışıldamaz? Onlar yani Ehli Beyt, Resulün ev halkı, nasıl ki Hz.Peygamberin(s) ‘’aba’’sı, örtüsü altında iseler, inÅŸallah bizler de onların sevgisiyle, Ehli Beyt’in aÅŸk abası altına girmek ümidini taşırız.

Bu ümit, bizi bize dost kılar! Bu ümit bizi bize kardeÅŸ eyler! Bu ümit, bizi bize can kılar!...

Hz.Peygamber’e iman ve sevgi, hususen evlatları Ehli Beyt’e hürmet, öyle bereketli bir gülistana benzer ki, o gül bahçesine selamla giren de payını alır, üzerine siner gül kokusu, simasına deÄŸer gül sureti... Kalpler agah olur, sekinet, sükunet, merhamet gelir insan ruhuna. Ä°nsan, insan olur bu sevgiyle, kalbi uyanır uykusundan bu demde...

Muharrem Tartı zamanıdır, Muharrem Furkan zamanı... Ä°yi ile kötünün, hak ile batılın, mazlum ile zalimin, adalet ile zulmün çizgisinin çekilip, birbirinden ayrıldığı günlere girdik. Hatırlamanın günlerine. Yad ediÅŸin. O yadediÅŸten sözveriÅŸe geçiÅŸin, ‘’sana yetiÅŸemedik ama seni sevdik ve senin tarafındayız ey Hüseyin, ey Åžah-ı Kerbela’’... deyiÅŸin günlerindeyiz.

Velayetin demlerine geldi vakit...’’ Mümin erkeklerle Mü’min kadınlar birbirlerinin velisidir’’ diyen Rabbimizin iÅŸaret ettiÄŸi velayetin harcını aramızda saÄŸlamlaÅŸtırmaya geldik... Çünkü Muharremdir vakit! Vakit, kardeÅŸliÄŸimizi hatırlama vaktidir, derlenip toparlanma, hasetten, hınçtan vazgeçme vaktidir...

Selamın demlerine gelip dayandı vakit! Kainatta bir kuÅŸ tüyü kadar bile yer tutmayacak kısa ömrümüzün bir anlık selamdan ibaret olduÄŸunu fark etmeye geldik. Ahh.. Ä°ÅŸte gidiyoruz, gidicilerdeniz. Muharrem, gitmelerin hatırasıdır, gidiÅŸlerin... Öyleyse nedir bu dünyaya dair hiddetli meylimiz? Aramızda hangimiz kalıcıyız, güneÅŸ bile her gün batıp her gün gecenin karanlığına dalarken... Hangimizin ışığı, feri bir gün solmayacak? Sadece bir selamlık vaktimiz olduÄŸunu ÅŸu gelip geçici dünyada... Muharrem’dir bize fısıldayan...

Hasretin demlerine gelip dayandı vakit! Yüzümüz yerde, ellerimiz baÄŸlı, ‘’baÅŸsız-ayaksız’’ hicranla özleriz, yüzlerini hiç görmediklerimizi, Hz.Muhammed Mustafa’yı(s), Hz.Ali’yi, Hz.Fatıma Zehra’yı, Hasanımızı, Hüseyinimizi, Pençe-i Abâ’yı, Ehli Beytimizi... Özleriz yüzlerini hiç görmeden sevdiklerimizi...  Selam üzerlerine olsun, selam sevenlerini kuÅŸatsın...

STAR GAZETESÄ°

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.